AKP ne kadar cesur bir hamle yaptı değil mi?
“Millet ittifakının cumhurbaşkanını HDP ve PKK seçecek” diye propaganda yapan iktidar partisi HDP’nin ayağına gitti. Şimdi bunu açıklarken “Anayasa görüşmeleri için gittik” vs diyorlar ama daha önce HDP’nin ayağına gittiklerinde kapalı kapılar ardında görüşüyorlardı ve dışarıya mutluluk saçan kareler vermiyorlardı. Hepsi gülerken, kahkahalar atarken çalışılmış, kasten bir poz verdiler. Kasten, planlanmış ve çalışılmış bir poz.
Dahası var. Sadece anayasa değişikliği için gitmediler. AKP içindeki önemli Kürt aktörlerin birisi “Aklınızı başınıza alın gelin bizim ittifakımızın içinde olun” diyerek HDP’ye ittifak teklifinde bulundu. Bir başka Güneydoğulu milletvekili de “Yeni bir çözüm süreci başlatılmalı” diye yüksek perdeden kontak açmaya çalıştı.
Erdoğan’ın yönettiği bir partide bu kadar ana akım ve baskın konuları Erdoğan’a danışmadan onunla konuşmadan birilerinin açıklamasının imkânsız olduğunu çok iyi öğrendik. Erdoğan’ın saraydaki ekibi ve iletişim danışmanlığı çalışarak o iki milletvekiline “Şu cümleleri şu kelimelerle açıklayın” demiş olmasın?
Çok sıkı çalışılmış bir sürece girmiş durumdayız. Bu sonuca göre Erdoğan’ın rejimi fiilen bitmiş durumda. Muhalefet sadece HDP’nin oy verebileceği bir cumhurbaşkanı adayı gösterip onu şeytanlaştırmamalı. Ayrıca, yeni demokratik Türkiye’yi kurarken en az Erdoğan kadar HDP ile bir kare poz verip onlarla birlikte iki kelam etmeli.
İş Güce Dayanınca ..
AKP lideri sıkıştığı zaman, iş güce dayandığı zaman Öcalan’ın ayağına akademisyen gönderiyor, kardeşini TRT’ye çıkartıyor, HDP’nin ayağına heyet gönderiyor, onunla gülücük dolu fotoğraflar çektiriyor, liste çok uzun … YPG’nin temsilcisini çağırıp Ankara’nın ortasında Kürdistan bayrağı çektiriyor … Bunu tabanına anlatıp açıklayıp hazmettirebiliyor.
Demek ki Erdoğan korkusu, Erdoğan’ın medyasının korkusu muhalefetin cesaretini o kadar kırmış ki! O kadar korkutmuş, o kadar ürkütmüş ki! Muhalefet inanılmaz bir şekilde sinmiş köşesinde kalmış. Belirgin bir aday belirleyip iki günde bu rejimin altını üstüne getirecek hamleyi yapma ihtimali muhalefetin elinde ama muhalefet o korkuyla yaşadıkları için hiçbir şey yapamıyor.
Erdoğan Yalnız Değil …
Bahçeli basın toplantısında ne dedi? Hatırlıyorsunuz değil mi? “AKP’nin mecliste grubu bulunan HDP’yi ziyaret etmesi doğaldır ve doğrudur” dedi Bahçeli.
Muhalefet “Bunlar HDP ile yan yana” deyip HDP’yi şeytanlaştırıp daha da AKP ve Erdoğan’ın cephesine iterse yapacağı ikinci büyük hata olur. Muhalefet “Cumhur İttifakı sıkıştığı zaman görüşmeyeceği kişi yoktur. Çünkü geçmişte İYİ Parti’ye de teklif götürmüşlerdi şimdi HDP’ye de teklif götürüyor olabilirler. Daha da sıkışırlarsa CHP’ye de teklif getirebilirler. Ama biz yolumuza bakıyoruz. Biz ittifak olarak Kürt sorununu çözebilecek yol haritasına, barış anlayışına hakimiz. Bu nedenle AKP, MHP ve HDP’nin bir araya gelip işbirliği için adım atmalarından mutluluk duyarız” diye konuşabilir.
Muhalefet AKP trolleri gibi tepki vermemeli. AKP trolleri gibi tepki vererek yaptığı hatayı ikiyle çarpmamalı.
Yakın Türk Siyaset Tarihinde 11 Kasım’lar …
Yakın dönem Türk siyaset tarihindeki en büyük kırılmalardan biri Meral Akşener’e yaptırılmayan MHP kongresidir. O kongre yapılsaydı, Meral Akşener MHP’nin başına geçecekti. 7 Haziran’dan sonra Türkiye’de bir koalisyon kurulacaktı, başkanlık sistemine geçilmeyecekti ve darbe girişiminde bulunulmayacaktı. Türkiye’yi kara bir çöküşe gönderen bir hâkimin bir kararıydı.
Ne yaptı o hâkim? Meral Akşener’e MHP kongresini yaptırmadı. Devlet Bahçeli de gitti sarayla birlikte kol kola girdi, kanka veya kardeş gibi işbirliğine girişti.
Gelgelelim bundan sonra olacaklara .. Bundan sonra olacak en önemli kırılmalardan bir tanesi Ekrem İmamoğlu’nun davası. 11 Kasım’da Ekrem İmamoğlu’nun davası var. Bu davada Ekrem İmamoğlu’na ya siyasi yasak getirip çok büyük bir kırılmaya neden olacak ya da siyasi yasak getirmeyip altılı masanın aday belirleme sürecini doğal seyrine bırakmış olacaklar.
Ben Erdoğan gibi düşünüyorum. Kulislere yansıyan bilgi doğru olabilir mi? Kulislere yansıyan bilgi neydi? Samsun’a sürülen, daha önce İmamoğlu davasına bakan hakim yakınlarına “Bana Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak getirmem konusunda telkinde bulundular. Ben bunun doğru olmayacağını ifade ettiğim için buraya sürüldüm” şeklinde açıklamalar yapmış.
Bu medyaya düştü, bu şekilde haberleştirildi, kimse buna sesini çıkartmadı, ölü taklidi yaptı, görmezden geldi. Demek ki gemi azıya almışlar.
Neden böyle düşünüyorum?
Erdoğan, Mansur Yavaş’tan çekinmiyor. Onu nasıl yenebileceğine dair kafasında bir plan var. Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday olarak istiyor. En korktuğu adayın Ekrem İmamoğlu olduğuna eminim. Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu sırada onu İstanbul’da iki kez yenen Ekrem İmamoğlu’ndan çok fazla korkuyor, endişeleniyor ve İmamoğlu’nu siyasi yasaklı hale getirip ortadan kaldırmak istiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Açıklaması
Kemal Kılıçdaroğlu yarım ağızla “İmamoğlu büyük lokmadır, yedirmeyiz” diye açıklama yaptı. Yarım ağız bile olsa mahkeme öncesi böyle bir açıklama yapmış olması takdire şayan. Ama bu yeterli değil. Altılı masada bulunan her partinin çıkıp İmamoğlu’na destek vermesi gerekiyor. Çünkü sadece İmamoğlu’na yasak getirmeyecekler. Seçim öncesi İstanbul’u da alacaklar. İstanbul’daki paraya pula, altyapıya iştahla bakıyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne el koyacaklar, bir de üstüne birkaç tane uyduruk “yolsuzluk bulduk, buraları talan etmişler” vs gündemi oluştururlarsa tadından yenmez.
Bu verilere baktığımız zaman 11 Kasım’daki davada Erdoğan’ın, bakın hakimlerin demiyorum, İmamoğlu’na siyasi yasak getirebileceğini düşünüyorum. Umarım haklı çıkmam.
Ne kadar pespaye bir zemin değil mi? Dün 28 Şubatçıların şiir okuduğu için siyasi yasak getirdiği adam bugün kendine rakip gördüğü bir başka İstanbul Belediye Başkanına siyasi yasak getirmeye çalışıyor. Bir tarafta HDP kavgası bir tarafta bu davalar, siyasi yasak tartışmaları … Dışarıdan bakıldığı zaman gördüğünüz şey kokuşmuşluk ….
Dünya neleri konuşuyor, dünyanın gündemi ne, neleri tartışıyor, hangi sorunlara hangi çözümleri getirmeye çalışıyor. Türkiye’nin konuştuğu şeyler; benim oğlum kitap okur döner döner yine okur. Bunun dışında bir gündem yok. Yani batı cephesinde yeni bir şey yok.