30 Mart 2014 yerel seçimlerinin ardından, Ülke genelinde ve Kocaeli özelinde pek çok değerlendirme yapıldı ve halen devam ediyor.
Naçizane benim de, taraf olarak bazı gözlemlerim ve değerlendirmelerim var ve bunları siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Öncelikle belirtmek isterim ki, ben burada istatiksel ve matematiksel değerlendirmelerde bulunmayacağım. Bu alanda uzmanların derleyip yayınladıkları makaleler var. İlgilenenler zaten bunları takip edip fikir sahibi olabiliyorlar.
Benim daha ziyade üzerinde durmaya çalışacağım konu, ortaya çıkan sonuçların sebepleri ve daha sonrası üzerine olacaktır.
AKP, bütün olumsuzluklara rağmen neden beklendiği kadar başarısız olmadı?
Evet; Türkiye genelinde bu partinin oy oranlarında gerileme olmuştur, ama beklentilerin çok altında bir gerileme söz konusudur.
Neden acaba?
Pek çok analistin dediği gibi, alternatif olabilecek güçlü bir muhalefet partisi mi yoktur?
Yoksa seçmenlerimiz iktidar partisinin icraatlarından çok memnundurlar da, bazı olumsuzlukları bu nedenle göz ardı mı etmektedirler? Örneğin; seçimlerden kısa bir süre önce ortaya çıkartılan olağanüstü yolsuzluk suçlamaları, vatandaşlarımızı pek de etkilememiş gözükmekte. Acaba, değer yargılarımız mı aşınmıştır, yoksa ortaya konulan ses kayıtları vs. gibi deliller mi yeteri kadar inandırıcı bulunmamıştır? Bu soruların cevabını henüz çok net bir şekilde alamıyoruz. Sanırım bir sonraki genel seçimlere kadar geçecek süre içinde, seçmenler daha net tavır koyabilecek duruma gelebilecektir. Tabii ki bunun için muhalefetin çok daha iyi organize olması, iktidarın yanlışlarını ortaya çıkartmanın ötesinde, kendilerinin neler yapacaklarını anlatabilmeleri gerekir.
Bu noktada ana muhalefet partisi olarak CHP.nin kendi özeleştirisini yapması, halka umut verecek yeni (Ama aslında özünde var olan) söylemleri de geliştirmesi şarttır.
Örneğin; ekonomide büyümenin temel şart olduğunu, ama diğer partilere göre en önemli farklılığın, ekonomide büyüme ile birlikte SOSYAL ADALET’in sağlanmasının ancak ideolojisinde bu ilkeyi barındıran sosyal demokrat bir partinin iktidarıyla mümkün olabileceğinin çok net bir şekilde anlatılması gerekir.
Ekonomide büyümenin sağlanması, vatandaşlarımızın en büyük beklentisidir. Çünkü, herkes bireysel olarak daha iyi şartlarda yaşamayı arzu eder. Ülke ekonomisi büyüdükçe, zenginliğin artacağı da aşikardır. Sosyal demokrasinin temel prensiplerinden bir tanesine göre ise, Ülke olarak ortaya çıkartılacak zenginliğin, herkesin katkısı oranında buradan pay alabilmesinin temin edilmesini gerektirir. Bu günkü iktidarın en büyük açmazı da bu noktadadır. Bakınız; emek örgütleri bu gün hangi noktaya gelmişlerdir. Sendikalı işçi sayısındaki azalma, taşeronlaşma, işçi örgütlerinin zayıflaması ve etkisiz hale gelmesi, çalışan kesimin dayanışma gücünü ortaya koyamaması vb. gibi bir çok olumsuzluklar ortaya çıkmıştır.
Sadece bu noktada kamu oyunun dikkati çekilse, sosyal adaletin giderek kaybolduğunun ve gelir dağılımındaki bozuklukların eleştirisi yapılsa, bunların ancak sosyal demokrat bir iktidar ile sağlanabileceği anlatılıp vatandaş ikna edilebilse, karşılığı oy olarak gelir diye inanıyorum.
Tabiidir ki, CHP. nin varlığının temelini oluşturan değerlerin vurgulanması da gerekir. Örneğin; yaşam biçimi tercihindeki özgürlüğün sağlanması ve korunması, demokrasiye bağlılığın geliştirilmesi, insan hakları savunuculuğu vb. gibi.
Ancak; seçmen nezdinde inandırıcı olabilmenin yolu, çok çalışmaktan ve doğru kadroları ortaya çıkartmadan geçer diye düşünüyorum.
Umarım önümüzdeki ilk seçimlere kadar beklentilerim gerçekleşir ve Ülkemin parlak geleceğini gerçekleştirecek sosyal demokrat bir CHP iktidara gelir.