Geçenlerde bir bilimsel toplantıya dinleyici olarak katıldım. Konuşmacılardan biri son yıllarda, İzmit’te yeşil alanların artışının çok büyük takdirle karşılandığını söyledi.
Bunu söyleyen ile takdirlerini iletenlerin dayanağı nedir acaba?
Ben bu sözlere mi, gözlerime mi, bilimsel gerçeklere mi inanayım ? Dünyanın bir başka yerinde olsa bu konuşmacı rakamlar ortaya koyar, kıyaslamalar yapar. İzmit’in, çok uzak zamanlara gitmeyip 1970’lerde denizden çekilen eski fotoğraflarına bakınız. Ağaçlardan binalar gözükmüyor. Bahar geldiğinde, o yıllarda, çocukluğumun geçtiği Kertil Çeşme Meydanından karşı yamaçlara bakıldığında, ağaç bolluğundan oradaki evler gözükmez olurdu yapraklardan ve çiçeklerden. O yılları anlatan bir yayında (1) İzmit’te kişi başına yarım metrekareden az (0,45 m2,) yeşil alan düştüğü yazılıdır. Şimdi o zamanki yeşil alanların tamamına yakınında binalar yükseldiğine göre ve nüfus arttığından gerisini siz düşünün.
Gelelim bilimsel verilere; Bu konuda kentlerde önemli olan fert başına düşen yeşil alandır. Yerleşim yerlerinin sınırladığı alan içinde hava fotoğrafları ile yeşil alanların toplam miktarını metrekare olarak bulursun, çıkan rakamı insan sayısına bölersin. Son derece basit bir işlem. Bu tespit İzmit’te yapılmış mıdır? Yapıldığını zannetmiyorum. Yapılmış olsa bile sonuç açıklanmış mıdır? Açıklanmamıştır. Rakamlar olursa biri çıkar da kıyaslamalar yaparsa ne olacak? Yani birisi dünya kentlerinin bazılarında kişi başına düşen yeşil alanları ortaya koyup İzmit’te olanla kıyaslarsa…Ben yaptım bile. Çok şaşıracaksınız. Şimdi dünyanın bazı kentlerinde kişi başına düşen yeşil alan ne kadarmış, örnek olarak görelim:
Curitiba (Brezilya)………….52 m2
Roterdam ( Hollanda)…….28.3 m2
Newyork (ABD)……………..23.1 m2
Madrit (İspanya)…………….14 m2
Paris (Fransa)………………..11,5 m2
Liége (Belçika)……………….300 m2
Londra (İngiltere)………… 105 m2
İstanbul…………………………1 m2
İngiltere’nin başkenti Londra’nın kapladığı alanın %63’ü yeşil alan.
Bu rakamları bir dış yayından aldım. İzmit’teki yeşil alanların kalitesizliğini bir kenara koyuyorum; uyum sorunu belirlenmeden, rastgele seçilen bitki türleri, budama adı altında, her yıl dalları doğrandığı için büyümesi kısıtlanmış, şekli bozulmuş, dar aralık- mesafe ile dikilmiş ağaçlar…Parkına büyük plastik kaplarından çıkarılmadan dikilen ağaçlar.
Otel, AVM vs yapılacak diyerek ağaçları kes, yol geçecek diyerek ağaçları kes, resmi daire yapılacak diyerek ağaçları kes. Tesadüfen boş kalan arsalara kendiliğinden yerleşip orayı yemyeşil yapan Aylantus ağaçlarını, halk “ osuruk” ağacı dediği için kes. Bu ağaca Avrupalının neden “Cennet ağacı” dediğini sakın sorgulama, öğrenme…
Daha bitmedi ; Bu bilimsel toplantıyla ilgili bir yayında da belediyenin her yıl (Dikkatinizi çekiyorum her yıl yazıyor) bir milyon ağaç diktiği belirtilmiş. Aklıma “Avcıların” gittiği kahve geldi. Duvarında şu yazıyormuş: “Bu kahvehanede avcılık palavraları serbesttir. Çünkü camlarımız sağlamdır”. Bu kentte ileride, en az 5-6 m genişlikte taç yapacak olanlarının bile 1-2 m aralıkla dikildiğini görmek mümkün olmakla beraber ağaçların en az dört metre aralıkla dikileceğini kabul edersek ağaç başına ortalama 16 m2 alan gerekir. Bu durumda İzmit’te her yıl 16 000 dönüm alana ağaç mı dikilmektedir? Güldürmeyin beni…
Şimdi gel de merak etme ! İzmit’te her yıl bir milyon! ağaç dikildiğine göre kişi başına düşen yeşil alan ne kadar? Örneğin Londra’yı bile biliyorum da İzmit’i bilmiyorum…Bu kentin yeşil örtüsünden sorumlu olanlar açıklasın da öğrenelim.
Bu açıklama bilimsel verilere dayanmayacaksa ben camları çok sağlam bir yer biliyorum.