Hiç dikkat ettiniz mi? Batı ülkelerinde garlara, otobüs terminallerine, yolcu gemilerinin kalkış yerlerine, hava limanlarına ulaşım sağlayan kent içi yollara özel önem verilir.
Hiç dikkat ettiniz mi? Batı ülkelerinde garlara, otobüs terminallerine, yolcu gemilerinin kalkış yerlerine, hava limanlarına ulaşım sağlayan kent içi yollara özel önem verilir. Bunlar kentin aynasıdır.
Bu konuda mükemmel (!) örnek bizim gar dediğimiz İzmit tren istasyonunu kentin merkezine bağlayan yoldur.
Orada trenden inip kentin merkezine doğru yayan giden bir yolcu alt geçidi aşma noktasına geldiğinde kaldırımın yarım daire bir hat halinde uzandığını görecektir. Bu yarı dairenin iki ucu, “hangi kanunun hangi maddesine dayandığı bilinmez” şekilde, araç yolunun eksenine paralel olarak, demir kazıklara raptedilmiş, 6-7 metrelik bir zincirle bağlanmıştır. Bu zincir ile yol arasında park etmiş araçlar bulunur. Yayan, burada iki olasılığa sahiptir: Birincisi, park etmiş arabaların solunda kalan yol tarafında yürüyerek, arkasından gelen vasıtaların kendisine sürtme ve hatta çarpma riskini göze alacaktır. İkincisi, bu park etmiş arabaların sağ tarafında, gerili zincir ile arabaların arasından yürüyüp tökezleme ve hatta düşme tehlikesini yaşamak zorunda kalacaktır. Ama bunu başardığında zincirin bittiği yerde, yaşına, kilosuna ve boyuna bakmadan oldukça yüksek bir kaldırıma çıkması gerekecektir.
Daha bitmedi; Artık önünde 1,5 m genişlikte, ticari eşyalar, yemek masaları, sandalye ve tabureler ile işgal edilmiş bir kaldırım vardır. Burada kaldırımın hemen yanında park etmiş araçlar ile yayalara kalmış 70-80 cm genişlikte şeritte, karşıdan gelen insanlara takılmadan yürüyecektir. Bu arada yukarıdaki benzin istasyonunun, üst taraftan aşağı doğru yöneltilmiş tahliye borusundan kaldırım kenarına dökülen suyundan da kurtulması gerekecektir.
Daha bitmedi; Bu etabın bitiminde önüne, kaldırım üstünde , yola dik halde, birbirine paralel park edilmiş iki araç çıkacaktır. Ne yapacaktır? Tek çaresi vardır; bu arabaların arkasından araç yoluna çıkarak yürümek zorunda kalacaktır.
Daha bitmedi; Filmin en heyecanlı yerine geldik!.. Karşına, fotoğrafta da net olarak görüldüğü gibi merdivenden artan kısımda yer alan, yaklaşık 50 cm genişlikte bir kaldırım çıkacak. Eğer “gözü yerse!..” sağ tarafında kalan ve yandaki bina boyunca uzanan platforma bağlantılı , iki metreye yakın genişlikte,on kadar basamaklı merdivenden çıkıp, diğer taraftan inecektir. Aksi takdirde, sağındaki yüksek platform duvarına sürtünerek soldaki bu daracık kaldırımda ilerleyecektir. Burası tek kişilik kaldırımdır. Buradan geçişte bir başkasıyla karşılaşma durumunda birisi kaldırımdan inmek zorundadır. Üstelik maske takmayan birisi ile karşılaştığında “canını kurtarmak için” o kaldırımı terk edip yolun ortasına doğru yönelmesi de gerekecektir. Bazen burada yürüyenler peş peşe dizilip adeta katar oluşturmakta ve en öndekinin hızına uymaktadır.
Ama bu arada, kaldırım bu kadar geniş merdivene nasıl feda edilir diye düşünmek abestir. Çünkü bunu düşünmek için “kaldırım mühendisi” olmak yeterlidir.
Bu dar yeri geçtin mi? Araçların darbelerine uğramadan, koronavirüse bulaşmadan ve tökezlemeden… Seni kutlarım büyük iş başardın. Geçmiş olsun!...
Şimdi Merkez Bankasının önündeki alandasın.. Bir soluklan yabancı dostum. Kendine gel!…Dua et!.. Yalnızsın, ya yanında birini elinden tuttuğun 2 çocuğun ve eşin olsaydı…Eşyalarınız olsaydı….
Burası yıllardır böyle… Yolu tek şeride indirip kaldırımları genişletmek, zincirleri kaldırmak, o merdiveni daraltmak varken bunların hiçbiri yapılmadı. Sebep, yetki ve sorumluluk sahibi olanların bunu görmemesi, görüp umursamaması veya normal karşılamasından başka ne olabilir?
Geçen sene, tren garının oradaki alt geçidin duvarında çok büyük harflerle “Turizm Şehri İzmit” yazıyordu.
Kentin “Turizmi” bu yol ile başlıyor !... Öyle mi!..