Necdet Güler
“YÜKSEK ÖĞRENİMLİ OLMA” OLGUSU YERLERDE SÜRÜNÜYOR
1 Ocak 1970 Saat: 02:33
Benim çocukluk yıllarımda Ortaokul’u bitirmiş olma bile çok önemliydi. Öyle ki babamın memur olarak çalıştığı şimdiki adı Tekel olan İnhisarlar idaresinde Ortaokul mezunu bir kişi Başmüdür olmuştu. Sonra bu günlere geldik. Artık lise , lise olmaktan çıktı, sadece Üniversiteye müracaat etme hakkı sağlayan kurum haline geldi. Ben lisede sınfta kalmanın sınıf geçmekten zor olduğunu düşünenlerden biri oldum. Lise olayı bitmiştir... Hedef üniversite. Dersaneler, paralar, heyecanlar. Sonuç mu?
Sonuçlardan biri şahit olduğum gerçek bir olay:
Emekli olduktan sonra tercümanlık yapmam nedeniyle Anadolu’da çeşitli yerlerde bulundum. Çalıştığım kentte, tanıdığım bir kişiyi görmek için oradaki ekmek fırınına gittim. Aradığım kişi orada değildi, bir yere gitmiş , 15-20 dakika içinde gelir dediler. Orada çalışanlardan biri beni tanıdı ve oturmam için yer gösterdi. Hoşgeldin , falan filan.
- Size ne ısmarlayalım?
- Çay içeyim
Bu kişi ,orada, biraz ötede duran , üstünde temiz bir beyaz önlük taşıyan bayana doğru yöneldi, oldukça kaba bir şekilde seslendi..
- Bize 2 çay söyle.
O bayanla bir an göz göze geldik. Tereddüt etti. Sonra dışarı çıktı. Biraz sonra geri geldi. Bizden öte bir yerdeki sandalyeye oturdu. Yürüyüşü, oturuşu, tavrı çok dikkatimi çekmişti. Kendi kendime demek böyle kişiler de fırınlarda işçi olarak çalışıyor diye düşündüm.
Çayları içerken masadaki telefon çaldı, beni ağırlayan kişi yerinden kalktı gitti. O masada yanlız kaldım. Bize çay söyleyen bayan yanıma geldi.
- Hoşgeldiniz...Geçenlerde buraya bir italyanla geldiniz, sizi gördüm. Hep merak ettim , bu dili nasıl ve nerede öğrendiniz diye ...
Sorusuna karşılık verdikten sonra kendisine sordum:
- Siz burada ne iş yapıyor sunuz?
- Ben....... mühendisiyim. Üretimi .....kapasitenin üstündeki her ekmek fırını kanunen ... mühendisi çalıştırmak zorunda olduğundan....
İşte o zaman yer yarıldı ve ben içine düştüm. Üniversitede mühendislik öğrenimi gör...Asgari ücretle çalıştığın yerde, doğu ne tarafta diye sorsan cevap veremeyecek kadar niteliksiz bir kişi seni çay söylemesi için dışarı göndersin. Böyle bir olayın yaşanmasından adeta kendimi sorumlu tutarak çok utandım...Bayan mühendisten tekrar tekrar özür diledim.Üzülmeyin dedi. Beni teseli etti.
Şu rezilliğe bir bakar mısınız?! Nasıl olsa ......mühendisi çok. Senin gibilere muhtaç. Kanun zorunlu bıraktığına göre asgari ücretle çalıştır. “Ben mühendisim , git çayını kendin söyle” derse atarsın işten , yenisi iş beklemiyor mu?
Yazıklar olsun. Çok mu zor? .......mühendisi çalıştırmak zorunluğunu getirirken çalışma koşullarını belirtirsin. İşine son verilmesinin hangi şartlarda mümkün olabileceğini ortaya koyarsın . Orada çalışmasını gerektiren işi zamanında ve yeterli şekilde yapmasını sağlayacak düzenlemeyi yaparsın. En az ne kadar olabileceği , ne zaman ne kadar artabileceği önceden kanunla belirlenmiş maaşının işveren tarafından her ayın belli gününe kadar bankaya yatırılmasını kanuni zorunluluk haline getirirsin. Böylece mühendis o niteliksizin emrinde değil, yapması gerekli işle ilgili kanunun, yönetmeliğin emrinde olur. İşini halkın adına en iyi şekilde yapar.
Kısa bir zaman sonrası o ekmek fırınına ikinci kez gittiğimde işten ayrıldığını söylediler.
Çay söylemesi için sokaktaki çay ocağına gitmesi söylenebilen mühendis, o fırında üretilen ekmeğin hijenik olmasını sağlayacak...Güldürmeyin beni...
Kocaeli Haberci Tavsiye Formu
Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
Yazarın Diğer Yazıları
28 Eylül 2023 Perşembe günü akşamı Kocaeli Ansiklopedisi'nin tanıtımı nedeniyle Kongre Merkezinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen geceye katıldım.
Ne tuhaf başlık değil mi? Ama gerçek ; arada bir sinirlendikleri oluyor!
Batak14 Şubat 2023 Saat: 21:02
Deprem denilince aklıma İzmit’te iki alan gelir.
Çerkes toplumuyla ilgili bilimsel yayınları okuyup irdeleyince bilmediğim birçok şeyi öğrendim ve çok şaşırdım. Üstelik, onların başlarına gelenleri öğrendikçe içim sızladı.
Bunu da duydum; yürüyen ağaç! Şaka gibi.
Tüm Yazıları