Yürü Ya Yalaka Yürütme Seninle!

Misal hiç bir kanun hükmünde kararname yasaya denk değildir. Bakmayın siz makarnacı hukukçuların denktir dediğine. Yasa kararnameden her zaman üsttedir. 

Bahse konu kavramda, çok eski yazılarımdan birinde sizlere detaylıca anlattığım bu "Yasa Silsilesi"nde, en üst noktada yer alan şey ise uluslararası hukuk kapsam dışı tutulduğunda (ki uluslararası anlaşmaların olmaması demektir bu ve hukuki açıdan mümkün değildir) Anayasa yer alır. 

Günümüzde pek çok konu Anayasa Mahkemesi'ne bireysel olarak taşınıyor nidalarıyla "Demokles Kılıcı" olmaya hevesli muhteremlerden değilseniz, ilgili Anayasa yerine bir "Genelge" ve " Yönerge" egemen hukuku ile karşı karşıya olduğumuzu görürsünüz. 

Genelini ya da yönelimini sorgulamadan pratik hayattaki bir kaç noktaya dikkat çekmek isterim. 

Anayasa Madde 23 yerleşme ve seyahat özgürlüğümüzü düzenler. Der ki, herkes yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. 

Madde 35 Mülkiyet Hakkı'nı düzenler ve der ki herkes mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. 

Madde 48 Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti'ni düzenler ve o da der ki herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüs kurmak serbesttir. Devamında da şunu söyler, devlet özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır. 

Bugün İstanbul - Kocaeli arası toplam mesafe 115 kilometredir ve bu iki şehrin tam orta noktası Gebze'dir. Gebze İstanbul il sınırını başlatır. Kocaeli il sınırını bitirir. Bunun üzerinde özellikle duruyorum çünkü bütün şehir yasaları ile nüfusu 1 milyonu geçiyor diye bu ilçemiz biyolojik olmayan varlık olmasına rağmen mayoz bölünme geçirdi ve kendisi dahil 4 ilçe çıkardı. 

Bugün Anadolu'da nüfusu 30.000 olan yerle bir tutulan bu şehirde yaşayanların Anayasa'da korunan haklarının çoğu zaten korunmuyor. Misal, kanserden ölüm oranı en yüksek olan bölge burası. Hani temiz çevrede yaşama hakkı? Ormanları en hızlı yok edilen bölge burası. Hani Orman Koruma Kanunu? Çarpık kentleşme, trafik, işsizlik sorunlarını dile getirmekten dilimizde tüy bitti kimse ciddiye almıyor. Bu şehir nasıl büyükşehirli il yapılmaz diyoruz, nüfus yetmiyor deniyor. Bölmeseydin, bana mı sordun bu şehri bölerken diyoruz, tıs tıs geçip gidiyorlar. 

Şimdi bize sormadıkları bir konu daha var. 

Bu şehrin insanlarının önemli bir kısmı şoför ve işçidir çünkü zengin para babası fabrikasının atık gazı ile elalemin çocuğunu zehirlerken, atık suyu ile denizi zehirlerken, safi atık egosu ile bu şehri küçümser. O yüzden bu şehre yapılandan nemalanacağı kadar iş yapılmasına müsaade eder. 

Bu aklı evvel takım İstanbul'da taksi hizmetinin yarattığı büyük kardan nemalanamayınca Kocaeli'de bir "P Plaka" icadı yaptı. Dedi ki p plakası olmayan araç, Kocaeli genelinde servis çekemez. Tabii duyumu önden alan yalaka takım koşa koşa servisci oldu. Yıllardır servis yapanların plakaların dağıtılmasından doğru dürüst haberi bile olmadı. Haberi olanın evrakı nasıl olduysa onay almadı. 

İşte bu rezillik sürüp giderken, Gebze'ye taşınacak İstanbul işçisi sorun oldu. 

Neden derseniz Gebzemiz çöplük, biz de Gebze'nin çöpten insanları olduğumuz için İstanbul'da yaşarsanız, Gebze'de iş bulursunuz da, işverenin kıymetli servisi Gebze içinden geçmediği için Gebze'de yaşarsanız, alt ücrete, ikinci sınıf işçiliğe mahkum bırakılırsınız. 

Tabii İstanbul çok kalabalık. Mecbur sultanlar şehri rahat edecek, köşede kalan Gebze'nin içine edilse kim ne diyecek değil mi? 

Bu iş tabii P Plakalılar Derneği ile daha da kızıştı. P Plakası olmayan ama E-5 üzerinden işletmeye servis yapan 34 plakalı ama Gebze'de yaşayan serviscilere özel muhbirler tutuldu. Öyle ki, İstanbuldan onay alıp sonra Kocaeli'den onay alarak yol belgesi alan bu firmalara (yani kendi toprağında duble bürokrasi ile mücadele eden bu insanlara) cezalar yağmaya başladı. Hem nasıl cezalar. 

Mesela, yol belgeniz işlemde, arabanız E-5 kenarındaki ama otoyol cebi olan noktaya sıkıyorsa bir girsin (Fen-İş). Arabanızı çat diye bir sivil durdurur. 60 gün aracınız bağlanır. Yedek servisiniz olmadığı için bu 60 gün ocağınızın incir ağacının birinci faslıdır. Şoföre ceza puanı gelir, Şoföre ceza gelir. Firmaya ceza gelir. 60 gün bağlanan aracın 60 gün çekildiği otoparkta kalmasından dolayı otopark ücreti gelir. Bir bakmışsınız, 5 dakikada 10.000 TL'yı bulan ve hatta geçen bir ceza ile karşılaşmışsınız. Üstelik, yargılanmamışsınız bile. 

Geçen gazetede gördüm. Zaten artık her gün en az iki üç haber böyle, adam kızın hayatını karartmış. 16 yıl almış. 45 günde çıkmış. Üstelik yargılanmış. Birader hani bunun tazminatı?

Gebze'de Gebze'de yaşayan ama 34 plakalı servisçi iseniz, bu ülkenin cinsi sapığından daha büyük suçlusunuz demek. 

Aa anladım diyorsanız, dinlemeye devam edin. 

Son iki yıldır bir "özmal beyanıdır" gidiyor. Bu sefer Yüce Yüksek İstanbul Meclisi bir karar almış. 

Paşalar oturup indir Allah kaldır Allah la karar çıkardıkları için, bu coğrafyanın "Taksim" ve "Taksiden"ibaret olduğunu da sandıkları için olsa gerek, 3 yıldır İstanbul'da oturmayanların özmal beyanı olamayacak. 

Diyeceksiniz ki ee olmasın ne olacak? Bu İstanbul - Kocaeli arası taşıma ülkesi vizesini almanızın ilk koşulu. İstanbul'da 3 yıldır oturan ve havaya üfleyecek 70.000 lirası olan adam, İstanbul-Kocaeli arası servis hizmeti sunabilir demek bu. 

Ama biz, köleler, 5 dakikada Tuzla'ya, 50 km'de İstanbul'un yarısını geçen insanlar ama 50 km'de de İzmit'e ulaşan insanlar olarak bizler zinhar bu düzene karşı çıkmayacağız. Bize biçilen alanda servis hizmeti vermeyeceğiz, Suriyelilerle yanyana dizilip zatı allerinin makarnalarını bekleyeceğiz. 

Sonra da sorarsan Yeni Anayasa. Birader sen eski yasanın nesini uygulamayı becerdin de Yenisi isteme yüzünü kendinde buluyorsun? 

Al sana seyahat özgürlüğü. Özgür müyüz? Yoo. Yasa güvenceye almamış mı almış. Sen naptın? Hiç!

Al sana çalışma hürriyeti. Çalışabiliyor muyuz? Yooo. Yasa güvenceye almamış mı almış. Sen naptın? Hiç efendim, 3-5 yol. Yolunu bulacaklara 3-5 yol. 

Al sana mülkiyet hakkı. Edinebiliyor muyuz? Yov. Yov. Yov. Yasa güvenceye almamış mı almış. Sen naptın? Hiç efendim. Biraz edindik, biraz edindirdik. 

Ee ben de onu diyorum zaten yasa olsa, sebepsiz zenginleşmenin hesabını veremeyecek zatlar, bizim elimizdeki ekmekle oynayıp, bize masal anlatıyor. 

Birader en az bir maaşınızı depomuza soktuğunuz benzinle zaten biz ödüyoruz. Harcırahlarınız da cezalarımızdan çıkıyor. Şimdi halka hele bir de Gebze Servisçilerine şart mı sunuyorsunuz siz?

Yeni bir kamyon yazımız var artık bizim. "Yürü Ya Yalaka, Yürütme Hep Seninle!"