Son günlerde ülke olarak zeytinden çok bahseder olduk. Birileri zeytin ağaçlarının yerine göz dikti. Onlar zeytin alanlarının meyvesinden önemli olduğunu zannediliyorlar. Durum hiç de böyle değil.
Zeytin sadece bir meyve ağacı değil. Asırlar boyunca kutsal sayılmış, başarının ve dostluğun simgesi olmuştur. Meyvesi sağlığımız açısından çok önemli, çünkü üstün özelliklere sahip. Bu yüzden varlığı her zaman önemsenmiş bir ağaç.
Zeytin ağacının bilimsel adı Olea europaea L.’dir. Çok sayıda arkeolojik buluntular ve dini metinler zeytinin orijininin Anadolu olduğunu ve varlığının 6000-7000 sene öncesine dayandığını göstermektedir. Anadolu’dan önce Mısır’a götürülüyor ve milattan önce IX ve VIII asırlarda özellikle Finikelilerin yoğun ticari aktivitesiyle önce Yunanistan’da ve sonra bütün Akdeniz havzasında yayılıyor.
1600 den sonraki yayılışı ile zeytinlikler Akdeniz havzasında adeta peyzajı değiştirmiştir. 1700’lü yıllarda vergi muafiyeti ve serbest ticaret sayesinde zeytin tarımı büyük bir aşama kaydetmiştir. Bu sayede zeytinyağı ticareti kuzey Avrupa’da da yayılmıştır.
Zeytin sayesinde dünyada “Akdeniz diyeti” yeni bir beslenme şekli ortaya çıkmıştır. Denilebilir ki zeytin tarımının artışı ile sağlıklı yaşama dayalı olarak hayat kalitesi de yükselmiştir.
Zeytin tarımı dünyada 37 ülkede yapılmaktadır. Kapladığı alan yaklaşık 10 milyon hektardır. Bu alanın % 95’i Akdeniz ülkelerindedir. Dünyada yıllık 13 milyon ton zeytin üretiminde % paylar şöyledir: İspanya %36, İtalya %23, Yunanistan %15, Türkiye %9, Tunus %8, Fas %5, diğerleri% 4.
Türkiye’de 37 ilde zeytin yetiştirilmektedir. Zeytinlik alan yaklaşık 700 000 hektardır. Otuz kadar cinsi bulunmaktadır. Bunlardan biri “Karamürsel sel su” olarak adlandırılmıştır. Zeytin ağacı sayısı 137 milyondur. Zeytin (tane olarak) üretimi yılda 1.400.000 ton dolayındadır.
Türkiye, dünyanın sofralık zeytin üretiminin % 9 ‘unu karşılamakta ve üçüncü sırada yer almaktadır. Dünya zeytinyağı üretiminin %2,7’ si ile beşinci sıradadır. Türkiye’de üretilen zeytinin %70’i yağ için kullanılmaktadır.
Zeytin ağacı asırlarca yaşayabilir. 1000 yaşını aşabilir. Yaprağını toptan dökmez, yani her dem yeşildir. Yaprağı ağaç üzerinde yaklaşık 30 ay kalır. Kurak yerlerde ve çok geçirgen topraklarda kökleri 6-7 m derine işleyebilir.
Zeytin meyvesi ve yaprağında fenolik bileşen olan “Oleuropein” bulunmaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalar bu maddenin çok güçlü bir anti-oksidan olduğunu, antimikrobiyal, anti-viral ve anti-fungal özellikler taşıdığını göstermektedir. Ayrıca kalp hastalıkları, kanser ve bağışıklık sistemi üzerinde de olumlu etkilerinin olduğu belirlenmiştir.
KAYNAK:
A)Università degli Studi di Sassari. 2008. Il paesaggio mediterraneo dell’olivo: Storia e prospettive di un paesaggio multifunzionale.
B)Demirbaş N.-Savran.M.K. 2015.Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı sektörünün gelişimi açısından fidan yetiştiriliciğinin önemi, sorunlar ve öneriler. Tarım 2015-Zeytin ve Zeytinyağı Sempozyumu,